Kendini geliştirmek için çaba sarf etmeye başladığınızda bir arayışa, kendinizin daha iyi bir versiyonuna dair bir arayışa girer ve uzun bir yola çıkarsınız. Bu yol nasıl başlar? Belki de ilk soru neden kendinizi geliştirmek istediğiniz, neden bunun ihtiyacını hissettiğiniz hakkında düşünmektedir.
Kendini Geliştirmek İsteyenler İçin Bir Yol Haritası
Yaşadığımız süre boyunca cevabını aradığımız en önemli sorulardan birisi şudur: Ben kimim? Burada ne yapıyorum? Sınırlarım neler? İnsan kendini tanımak, yapabileceklerini, potansiyelini, ilgi alanlarını keşfetmek ister. Bu keşif yolculuğunda dünyada kendimize bir yer bulur ve hayatımıza anlam katarız. Kendini geliştirme ihtiyacı bu keşif sürecinin bir sonucu ya da belki de süreci başlatan ilk motivasyon olabilir. Bu yüzden bu yazıda en uygun başlığın “bir yol haritası” olacağını düşündüm. Kendini geliştirmek için çaba sarf etmeye başladığınızda bir arayışa, kendinizin daha iyi bir versiyonuna dair bir arayışa girer ve uzun bir yola çıkarsınız. Bu yol nasıl başlar? Belki de ilk soru neden kendinizi geliştirmek istediğiniz, neden bunun ihtiyacını hissettiğiniz hakkında düşünmektedir.
Neden kendimizi geliştirmek isteriz?
Biz kendimizi dünyayı anlayarak keşfederiz. Yapabileceklerimizin sınırlarını keşfederek potansiyelimizi anlar ve hayatımızı buna göre şekillendiririz. Yeni bir kitap okuyarak, güzel bir film izleyerek, hiç tanımadığımız biriyle samimi bir sohbet ettiğimizi fark ettiğimizde bu keşif süreci başlar ve bakış açımız genişler. Peki bunu nasıl yapacağız? Nereden başlayacağız?
1) Kendini tanımaya odaklan: Sen kimsin?
Sen kimsin? Güçlü ve zayıf yönlerin neler? Hayattaki en büyük arzun ne? Kaçırdığını düşündüğün, “Bugün olsa onu değil, diğerini yapardım” dediğin şeyler var mı? Kendini geç kalmış hissedenlerden misin yoksa sence her şey için her zaman zaman var mı? Kendimizi anlamaya çalışırken doğru soruları sormak ve bu sorulara dürüstçe cevap verebilmek kendini geliştirmek için çıkılan yolun ilk adımıdır. Samimiyetle kendimize dışarıdan bakıp objektif bir şekilde yaklaşabildiğimizde bütün cevaplarımız bize kendiliğinden bir yol haritası oluşturacaktır. “Kendimi geliştirmek istiyorum çünkü….” Bu boşluk herkes için farklı şekilde dolar. İnsan daha iyi, daha başarılı, daha yetenekli olmayı arzuladığı için de kendisiyle kurduğu ilişkide dahasını istemeden yalnızca bakışını değiştirmek, algısını açabilmek için de kendini geliştirmek isteyebilir. Ama kim olduğumuzu anlamaya çalışmak hayattaki isteklerimizi ve engellerimizi de anlamak anlamına gelir. O yüzden önce kendimiz diyoruz ve bu soruyu cevaplıyoruz. (En azından deniyoruz.)
2) Heyecan duymayı ve merak etmeyi hatırla.
Son zamanlarda hem yaşadığımız pandemi sürecinin hem de teknolojik gelişmelerle birlikte her şeye kolay ulaşabiliyor olmamızın etkisiyle merak duygumuzun yavaş yavaş yok olduğunu görüyoruz. Hız odaklı bir dünyada yaşadığımız için yeni şeyler çok kısa bir süre sonra artık o kadar da yeni olmamaya başlıyor ve bizde kalıcı bir etki bırakamıyorlar. Oysa çocukluğunuzu hatırlayın! Dünyadaki her şey sizin için yeniyken ve ilk kez bir şeyle karşılaştığınızda onu anlamaya, öğrenmeye karşı duyduğunuz heyecan ve merak duygusunu düşünün. Bir gününüzü o duyguları hatırlamaya çalışarak geçirin. Vapura bindiğinizde, trafiğe takıldığınızda, çiçek satan bir kadın gördüğünüzde, evinizde hep ayaklarınızı uzattığınız orta sehpaya baktığınızda o şeylere ilk kez bakıyormuş gibi bakın. Yepyeni şeyler fark edeceksiniz.
3) Kitap okumayı alışkanlık haline getir.
“İki ömrüm olsun isterim: Birisi okumak diğeri yaşamak için.” Goethe
Kitap okumak, bizim yeni dünyalara yelken açma aracımızdır. Kendi hikayemiz dışındaki hikayelerin varlığını kitaplardan öğreniriz. Kendinize bir alt limit belirleyin. Her gün en az yarım saat boyunca elinize seveceğinizi düşündüğünüz bir kitap alın. Bir yerden sonra bu alışkanlığın hayatınızda neleri değiştirdiğini fark edeceksiniz.
4) Yeni yerler görmeye vakit ayır.
“Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?” Artık biliyoruz ki çok gezen de çok okuyan da “bilirler.” Başka şeyleri bilirler. Konfor alanımızdan çıkmaya ve yeni yerleri görmeye zaman ayırdığımızda yalnızca coğrafik bir keşif yapıyor olmayız. Aynı zamanda yeni kültürlerle, yeni insanlarla karşılaşırız. Yola çıkarak yolda karşılaşabileceğimiz sorunlara çözüm üretmeyi, konfor alanımız dışında hayatta kalmayı öğreniriz. Eğer vaktiniz, maddi durumunuz, çalışma düzeniniz size engelse küçük adımlar atarak başlayın. Yaşadığınız şehir de hiç gitmediğiniz mahallelere gidin, 1 saatlik mesafenizdeki yakın şehirleri görün. Zamanla hareket ettikçe düzeninizin de bu harekete göre şekillenme potansiyeli var.
5) İlgini çeken konularda eğitimler al: Hiçbir zaman geç değil!
Kendini geliştirme yolculuğunda hiçbir şeyi yapmak için hiçbir zaman geç değildir. Çocukken bale yapıyordunuz ama bıraktınız, tekrar da başlamaya fırsat bulamadınız mı? Yetişkin baleye başlayın. Çok sevdiğiniz ressamların işlerine bakarken içiniz gidiyorsa resim kursuna gidin. İlgi alanlarınızı, yaparken iyi hissettiğiniz şeyleri bulduğunuzda o şeylere mesai harcayın. Her ne kadar tüm bu cümleler bize tanıdık gelse de üzücü bir gerçek var. Çok az insan bu alanları keşfedebiliyor. Yapmayı sevdiğiniz şeyi bulmak pek çok insan için maalesef bir ömür sürebiliyor. Eğer bu yanınızı keşfettiyseniz hemen harekete geçin! Dans edin, şarkı söyleyin, yogaya başlayın, yazı yazın, fotoğraf çekin, yüzme öğrenin! Eğitim almaya başladığınızda belki de hayatınızda radikal kararlar verirsiniz, kim bilir?
Hiçbir zaman geç olmadığını gözlerinizle görmek isterseniz: RTSF 2019 – Dietmar & Nellia – Never Stop Jiving
6) Araştırmayı öğren.
Her ne kadar kolay bir madde gibi görünse de araştırma alışkanlığı edinmek çok zorlayıcı olabilir. Çünkü yolun başında bahsettiğimiz merak duygusuyla yakından ilgilidir ve emek ister. Ama internetin hayatımızın bu kadar içinde olduğu bir dünyada siz istedikten sonra araştırmacı kişiliğiniz kolaylıkla ortaya çıkabilir! Eğer çok sevdiğiniz bir film izlediyseniz internette onun hakkındaki analizleri okuyun, insanların tartıştıkları şeyleri takip edin. Eski bir bina gördüyseniz hangi tarihte yapıldığını, içinde daha önce kimlerin yaşadığını öğrenmeye çalışın. Bu kadar basit başlangıçlar bile size bir çıkış yolu verecektir. Unutmayın, size ilginç gelen her şey araştırmaya değerdir. Tıpkı size sıkıcı gelen şeyler gibi. Araştırdıkça neye neden ilgi duyduğunuzu, hangi yanlarından hoşlandığınızı anlamaya başlar ve yeni şeyler öğrenirken kendinizi tanımış olursunuz. Gördünüz mü, ilk madde hala bizimle. 🙂
7) Yargılamaya değil, anlamaya odaklan.
“Yargılamak yerine anlamayı seçmek ya da en azından anlamayı denemek.” Bu karar bizim kendimizi geliştirmek için çıktığımız yolda hem olgunlaşmamıza hem de mutluluğa yaklaşmamıza neden olacaktır. Etrafınızdaki son derece sabit fikirli ve yargılayıcı insanları düşünün. Belki de siz de onlardan birisiniz. Ama itiraf etmek de zorlanıyorsunuz. Bu çoğu zaman kişiyi mutsuzluğa sürükler. Çünkü bu kişilerin neyin doğru olması gerektiği konusunda bir fikri vardır. Bu fikir neredeyse bir yasa gibi işler ve diğer insanların da kendi “doğru”suna uyum sağlamasını bekleyen insanlara dönüşürler. Karşılaştıkları kişileri, durumları, kararları üst bir bakışla değerlendirirler ve anlamaya çalışmazlar. Oysa biz bir arada yaşamak zorunda olan, bu anlamda da birbirimize bağımlı insanlarız. Bu yüzden birbirimizi anlamalı ve iletişim kurmalıyız. Her olay karşısında şu düşünceyi aklımıza getirebiliriz: Şu an bu yargıladığım şeyin koşullarını hiçbir zaman bilemem. Bu bana “doğru” gelmese bile tek bir doğru yoktur. O koşullarda ben olsaydım ne tür davranacağım ile ilgili kesin bir şey söylemem imkansız olduğuna göre bu durumu yalnızca anlamaya çalışabilirim.
8) Kendini dinlemeyi unutma.
Bazen kendimizi geliştirmeyi önemserken endişe etmeye, yeterince şey yapmadığımızı düşünmeye meyilliyizdir. Bu çoğu zaman “başarı” kavramının çocukluğumuzdan beri hep bir ilerlemeyle olacağı inancı yüzünden gelişir. Bizim en önde olmamız gerekir. Oysa hayat bir yarış değildir. Bazen başka insanların, kurumların, ailemizin, patronlarımızın sesinden kurtulup kendi sesimizi duymakta zorlanırız. Hiçbir şey yapmadığınız ve verimli şeyler yapmak zorunda hissettiğiniz anları düşünün. Tek istediğiniz şey battaniyenin altında oturup saatlerce dizi izlemekken aklınızın bir köşesinde bitirmediğiniz bir kitap durur. Böyle anlarda ne yaptığınız şeye odaklanabilir ne de diğerini yapacak enerjiyi bulabilirsiniz. Belki de bu zamanlarda canınız ne yapmak istiyorsa onu yapmanız gerekiyordur. Kendinizi dinlediğinizde hiçbir şey yapmamaya da ihtiyacınız olduğunu göreceksiniz. Kendinizi geliştirmek isterken kendinizi paralamayın. Suçlu hissetmek yerine kendi sesinizi diğer seslerden ayırmaya çalışın.
Kendini geliştirmek isteyen insanlar için yol hiçbir zaman bitmez. Dolayısıyla bu yol haritası yalnızca bize göre birkaç önemli meseleye odaklanmamızı sağlayabilir. Ama bu bir başlangıçtır değil mi? Yolu ve kendinizi çok sevmeniz dileğiyle!